Delikli kafalardan sıkılan adamın deliksiz kafa arayışında heyecan
doruktaydı. İstanbul'un bütün semtlerinde deliksiz kafa arayışlarını
sürdüren İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo Samatya sahilinde kafasına düşen
dalla irkildi. Akşam karanlığında düşen dallardan nefret ederdi ve dal
kafasına isabet etmşiti. Bu durumu bir işaret olarak gören
İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo, bu lüzumsuz arayışından vazgeçeceği
sırada yanına gelen Deliksizkafagülriz'in sureti ile sarsıldı. Daha
önceden görmediği bir ademoğlu sureti karşısında ne yapacağını bilemeyen
İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo, "Merhaba efendim, nasılsınız" deyiverdi.
Deliksizkafagülriz "Sanırım kendinizi Devlet Tiyatrosu'nda sandınız
efendim, kanaatimce aydınlanmaya ihtiyacınız var. Burası Devlet
Tiyatrosu sahnesi değil, burası Samatya sahili ve burada insanlar böyle
konuşmaz." dedi. "İnsanların nasıl konuştuğunun ne önemi var, kendimizce
yeni bir dil oluşturma istidadımız olabilir diye düşünmüştüm,
yanılmışım." diye karşılık verdi. Bir süre birbirlerini süzen bu iki
ademoğlu beraber Cankurtaran'a doğru yürümeye başladılar.
Ademoğulları
böyledir, beraber yürürler ve yürürken hep düşünürler. Bu düşünceler
kimi zaman vazıh kimi zaman ise mütesettir halde olabilir. Şamil
düşünceler genellikle mütesettirdir. İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo o
akşam oldukça mütesettir düşünüyordu. Hayatında ilk defa bir deliksiz
kafayla yürüyordu. Bu, hem iyiydi hem kötüydü. İyiydi çünkü tecrübeydi.
Kötüydü çünkü sonunu kestiremiyordu. Hayat ona bilmediğin şeyden
korkacaksın diye öğretmişti, o da kulağına küpe, hayatına şiar etmişti
bu sözü. Yürürken bir yandan çevresini kolaçan ederken bir yandan da
Deliksizkafagülriz'i göz ucuyla süzüyordu. Anlamlandırmaya çalışıyordu
içinde bulunduğu durumu. "İsminiz nedir?" diye saçma bir soru daha
sordu. Karşıdan bir cevap alamayınca bozuldu. "İsminizi söylemezseniz
size bir isim bulmam gerekecek ve ben isim bulmada hiç yetenekli
değilim. En son koyduğum isim Şakir'di." dedi. Deliksizkafagülriz oralı
olmadı, neden olsundu. Deliksiz kafasını sahile çevirdi ve kayalıklara
doğru yürüdü. Kafasında hiç delik olmamasına rağmen kayaların üstünde
usta bir akrobat edasıyla zıplıyordu. İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo da
şaşkın gözlerle onu izliyordu. Birden denize atladı ve tekrar denizden
çıktı. Tekrar atladı ve tekrar çıktı. İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo,
seslenmek için bir isim buldu ona: Deliksizkafagülriz.
"Deliksizkafagülriz, Delksizkafagülriz ne yapıyorsun orada? Hava çok
soğuk, üşütüp hasta olabilirsin diye endişeleniyorum" diye bağırdı.
Söylediği şeye kahkahayla gülen İşsizgüçsüzgillerdenhafızmemo, bulduğu
ilk deliksiz kafalı insanın son dalışından sonra denizden çıkamamasına
üzülmedi. Dünyadaki diğer deliksiz kafalı insanları bulmak için yoluna
devam etti.
Arayacak bir şeylerin varlığı onu fazlasıyla mutlu ediyordu.